Zamanlardan bir zamanda, bir adam yasarmis. Üç kizi olan bu adamcagizin tek derdi bir oglan çocuk sahibi olmakmis. Bu ugurda mumlar dikmis, adaklar adamis. Gün gelmis, dilegi gerçege dönüsmüs. Hasretle yolunu gözledigi oglunu kucagina alir almaz derdi tasasi uçup gitmis. Her sey güzelmis hosmus da, oglanin kafasi azicik büyükçe mi neymis… Bunu da iyiye yormus adam. “Oglum akilli olacak, büyük adam olacak” diye diye adini “Bilgebas koymus.<br/>Bilgebas büyüdükçe, basi daha da bir büyümüs. Laf söz dinlemez, dur durak bilmez olmus. Akli da kafasinin büyüklügüne göre birazcik kisa kalmis… Günlerden bir gün, Bilgebas yine yaramazlik pesindeyken, ayagi takilip paldir küldür basini salonun ortasindaki demir mangala çarpmis. Vurmanin siddetiyle Bilgebas’in kafasi tencere kapagi gibi açilivermis. Ev ahalisi, “Aman oglana bir sey olmasin” diye telaslanirken bir de ne görsünler: Oglanin kafasinin içi zügürt çanagi gibi bombos çikmasin mi...<br/>Mustafa Delioglu’nun birbirinden güzel resimleriyle renk kattigi bu etkileyici masal, Ayla Çinaroglu’nun siirsel anlatimi ile her yastan çocugun kalbini fethedecek bir çalisma…<br/>“Ayla Çinaroglu geleneksel masal ögelerini modern mesajlarla birlestirdigi Bilgebas adli masalinda, bilginin, düsünmenin önemi, bos inançlar ve cinsiyet ayrimciligi gibi pek çok önemli konuyu ele aliyor.”<br/>IYI KITAP